Yargıtay’dan emsal karar: İşçi iradesini gizleyen arabuluculuk tutanağının geçersizliğine hükmedildi

Sendikada örgütlendikleri ve haklarını aradıkları için işlerinden olan Gemlik Gübre Fabrikası işçileri, işyeri sahipleri lehine tutanak düzenleyen arabulucunun hazırladığı sözleşmeye karşı verdiği hukuk mücadelesini kazandı.

Bursa Gemlik Gübre Fabrikası’nda patronların, arabuluculuk mekanizmasını işçilerin sendikal örgütlenme ve hak arama mücadelesine karşı bir oyuna çevirmesi karşısında yürütülen hukuk mücadelesi emsal bir kararla sonuçlandı.



Sendikada örgütlendikleri ve haklarını aradıkları için işlerinden olan Gemlik Gübre Fabrikası işçilerinin ve aynı zamanda sendikamızın da hukuk danışmanı olan avukat Murat Altun, işyeri sahipleri lehine tutanak düzenleyen arabulucunun hazırladığı sözleşmeye karşı dava açtıklarını, Yargıtay’ın da verdiği kararla arabuluculuk tutanağının geçersizliğine hükmettiğini belirtti.

2 Haziran 2018’de alınan “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği” sonrası işyeri davalarında arabulucuk öncelikli şart haline getirildiğine dikkat çeken Altun, Yargıtay’ın verdiği bu kararın arabuluculuk tutanağının bağlayıcılığına karşı emsal karar niteliği taşıdığını söyledi.

350 işçinin iş akdi feshedildi
Sendikamız Av. Murat Altun, Gemlik Gübre Fabrikası işçilerinin sendikal örgütlenme mücadelesini, patronların başvurduğu oyunları ve buna karşı yürüttükleri hukuk mücadelesini anlattı.


2016 yılında Gemlik Gübre Fabrikası işvereni ve fabrikada örgütlü Sendika arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmeleri sonuçsuz kalınca grev kararı alındı. İşyerindeki çalışma dururken, işveren sendikal örgütlenmenin gücünü kırmak amacıyla işçileri işten çıkarmaya karar verdi. Patron ihbar ve kıdem olmak üzere tüm tazminatları ödeyeceğini, arabuluculuk sözleşmesi yapacağını ve ayrılan işçileri yeniden işe alacağını söyleyerek, 350 işçiye “kendi istekleri doğrultusunda işten ayrıldıkları” yönünde belgeler imzalattı.

Firmanın kendi bünyesinde çalıştırdığı, daha sonra arabulucu olarak atanan avukat, işçilerle patron arasında ortak toplantı düzenlemek gibi gerekli arabuluculuk şartlarını yerine getirmedi. Bunun yerine yalnızca patronun verdiği belgeleri işçilere imzalattı.

Ancak işçiler ayrıldıktan sonra patron sözünde durmadı. İşçilerin kıdem tazminatları eksik yatırıldı. İhbar tazminatları ise hiç yatırılmadı. Ayrıca 350 işçiden 300’ü işe geri alınırken, sendikal örgütlenmede önde duran 50 işçi işe geri almadı.

Oyuna getirildiklerini anlayan işçiler, iradeyi gizlemeye yönelik olarak imzalatılan arabuluculuk sözleşmesinin ve diğer evrakların geçersizliği sebebi ile dava açtı.

Dava sonucunda, 19 Temmuz’da Yargıtay’ın arabuluculuk sözleşmesinin geçersizliğine hükmetmesi ile, arabuluculuk mekanizmasının işçilerin hak arama mücadelesinin önünde bir engel olarak işlemesine karşı diğer işçi mücadelelerine de yol gösteren bir emsal karar açığa çıkmış oldu.

Yorumlar