Türkiye işçi sınıfı tarihinin en zor günlerini yaşıyor. İşverenler var olan krizi bir fırsata çevirip işçi sınıfın tarihsel kazanımlarına göz dikiyor. Yapılan toplu iş sözleşmeleri ile işçilere kölelik koşulları dayatılıyor, kriz bahane edilerek toplu işten çıkarmalar yaşanıyor, artan enflasyon karşısında maaşları eriyen işçilerin geçinemiyoruz sesini hiçbir kulak duymuyor kriz koşullarında işiniz var ses çıkarmayın diyor. Her yıl ortalama 2000 civarı işçi kardeşimiz iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor. Son olarak da sınıfın iş güvencesi olan kıdem tazminatının fona devredilmesi gündeme alınarak işten işçi çıkarılmasının önü açılıyor.
Yukarıda bahsettiğimiz bu kara tablodan da kendi iş kolumuz olan enerji alanı da nasibini alıyor. Dağıtım şirketleri özelleştirilmeden önce taşeron olarak çalışan işçiler kurdukları basit birlikler ile taşeron patronlarının ayak oyunları boşa çıkarıp girdikleri hak arama mücadelelerinden kazanarak çıkmayı becerebiliyorlardı ancak dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi ile birlikte var olan çalışma düzenimiz komple değiştirildi.
Can güvenliğimiz yok sayılarak var olan TEDAŞ talimatnamesi hiçe sayıldı ekip sayılarımız düşürüldü ve net bir görev tanımlaması olmamasına rağmen işçilerin üzerindeki iş yükü artırıldı ve işte tam da bu gerekçe ile her yıl 60 enerjisi işçi arkadaşımızı direk tepelerinde, trafo başlarında kaybediyoruz. Var olan sarı sendikalar aracılığı ile işçilerin ücretleri eski taşeron sistemini aratır vaziyete gelmiş ağır ve tehlikeli olarak tanımlanmış bu iş kolunda enerji işçileri kölelik koşullarında çalışmaya mahkûm edilmiş. Bu süreçte taşerondan şirket bünyesine alınan işçiler için imzalanmış toplu iş sözleşmelerindeki haklar çalışanların tepkisini çekmekte, emekli olup tekrar iş başı ettirilenler ve EDAŞ bünyesinde çalıştırılanlar aynı işi yapmalarına rağmen aradaki gelir adaletsizliği ayyuka çıkmaktadır.
Yaşanılan bu koşullara tepki gösteren enerji işçilerine sarı sendika sahip çıkmamış örgütsüz tepki gösteren enerji işçilerinin talepleri patronlar tarafından bastırılmış işçi önderleri sürgünler veya isten atılmalar ile cezalandırılmış. Bu yürütülen direnişler içerisinde İstanbul BEDAŞ, Tunceli FEDAŞ, Hakkâri VEDAŞ işçilerin kazanımları tüm enerji işçilerine umut olmuş, verilen mücadelelere örnek olmuştur.
Enerji işçilerinin içerisinde bulundukları bu durum karşısında şimdi de ÇORUH işçileri bir yol arayışında. İşe başladıkları günden bu yana işverenin de yönlendirmesi ile sarı sendikanın kıskacında olan Çoruh işçileri düne kadar yan işletmesi ile teması yokken bugün ise iller arasında bir dayanışma kuruyor, geleceğimize birlikte sahip çıkalım diyor her yıl emeğin bayramında işçi sınıfının bayrağını alanlarda taşıyor. 3 yıldır yürüttükleri ısrarlı çalışma sonucu bir avuç insanın emeği bugün yüzlerce enerji işçisinin birliğine dönüşüyor. Baskıya tehdide aldırış etmeden enerji işçilerinin gerçek sendikasına DİSK/Enerji-Sen’e sahip çıkıyor. Zafere giden yolun ilk metrelerini emin adımlar ile arşınlıyor ve bir gerçeği iyi biliyor bu saatten sonra masaya hangi sendika oturacak olursa olsun enerji işçilerinin talepleri karşılanmadığı takdirde ise ek protokol diyecek var olan haklı taleplerinden asla vaz geçmeyecektir.
Tarih bize bir şeyi çok net öğretmiştir hiçbir sermaye işçilere haklarınızı buyurun alın dememiştir. İşçiler yürüttükleri mücadeleler sonucunda haklarını kazanmıştır.
Şimdi biz de enerji işçileri olarak açık yüreklilik ile ilan ediyoruz ki çıktığımız bu yoldan haklarımızı, hak ettiğimiz yaşamı çocuklarımızın geleceğini ve alın terimizin hakkını almadan asla geri dönmeyeceğiz.
Sarı sendika istediği kadar bizlere mesaj atarak birliğimizi kırmaya çalışsın işte gerçek hala tek yumruğuz ve bir aradayız ve kararlıyız. Varsın attığınız mesajlar gerçek olsun varlığınız kâğıt üzerinde ki bir imzadan öteye gidemeyecek
Biliyoruz ki işletme işletme kuracağımız komiteler ile ulaşamadığımız hiçbir işçi kalmayacak işte o gün işçiler kazanacak.
Çoruh İşçi Meclisi
Yukarıda bahsettiğimiz bu kara tablodan da kendi iş kolumuz olan enerji alanı da nasibini alıyor. Dağıtım şirketleri özelleştirilmeden önce taşeron olarak çalışan işçiler kurdukları basit birlikler ile taşeron patronlarının ayak oyunları boşa çıkarıp girdikleri hak arama mücadelelerinden kazanarak çıkmayı becerebiliyorlardı ancak dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi ile birlikte var olan çalışma düzenimiz komple değiştirildi.
Can güvenliğimiz yok sayılarak var olan TEDAŞ talimatnamesi hiçe sayıldı ekip sayılarımız düşürüldü ve net bir görev tanımlaması olmamasına rağmen işçilerin üzerindeki iş yükü artırıldı ve işte tam da bu gerekçe ile her yıl 60 enerjisi işçi arkadaşımızı direk tepelerinde, trafo başlarında kaybediyoruz. Var olan sarı sendikalar aracılığı ile işçilerin ücretleri eski taşeron sistemini aratır vaziyete gelmiş ağır ve tehlikeli olarak tanımlanmış bu iş kolunda enerji işçileri kölelik koşullarında çalışmaya mahkûm edilmiş. Bu süreçte taşerondan şirket bünyesine alınan işçiler için imzalanmış toplu iş sözleşmelerindeki haklar çalışanların tepkisini çekmekte, emekli olup tekrar iş başı ettirilenler ve EDAŞ bünyesinde çalıştırılanlar aynı işi yapmalarına rağmen aradaki gelir adaletsizliği ayyuka çıkmaktadır.
Yaşanılan bu koşullara tepki gösteren enerji işçilerine sarı sendika sahip çıkmamış örgütsüz tepki gösteren enerji işçilerinin talepleri patronlar tarafından bastırılmış işçi önderleri sürgünler veya isten atılmalar ile cezalandırılmış. Bu yürütülen direnişler içerisinde İstanbul BEDAŞ, Tunceli FEDAŞ, Hakkâri VEDAŞ işçilerin kazanımları tüm enerji işçilerine umut olmuş, verilen mücadelelere örnek olmuştur.
Enerji işçilerinin içerisinde bulundukları bu durum karşısında şimdi de ÇORUH işçileri bir yol arayışında. İşe başladıkları günden bu yana işverenin de yönlendirmesi ile sarı sendikanın kıskacında olan Çoruh işçileri düne kadar yan işletmesi ile teması yokken bugün ise iller arasında bir dayanışma kuruyor, geleceğimize birlikte sahip çıkalım diyor her yıl emeğin bayramında işçi sınıfının bayrağını alanlarda taşıyor. 3 yıldır yürüttükleri ısrarlı çalışma sonucu bir avuç insanın emeği bugün yüzlerce enerji işçisinin birliğine dönüşüyor. Baskıya tehdide aldırış etmeden enerji işçilerinin gerçek sendikasına DİSK/Enerji-Sen’e sahip çıkıyor. Zafere giden yolun ilk metrelerini emin adımlar ile arşınlıyor ve bir gerçeği iyi biliyor bu saatten sonra masaya hangi sendika oturacak olursa olsun enerji işçilerinin talepleri karşılanmadığı takdirde ise ek protokol diyecek var olan haklı taleplerinden asla vaz geçmeyecektir.
Tarih bize bir şeyi çok net öğretmiştir hiçbir sermaye işçilere haklarınızı buyurun alın dememiştir. İşçiler yürüttükleri mücadeleler sonucunda haklarını kazanmıştır.
Şimdi biz de enerji işçileri olarak açık yüreklilik ile ilan ediyoruz ki çıktığımız bu yoldan haklarımızı, hak ettiğimiz yaşamı çocuklarımızın geleceğini ve alın terimizin hakkını almadan asla geri dönmeyeceğiz.
Sarı sendika istediği kadar bizlere mesaj atarak birliğimizi kırmaya çalışsın işte gerçek hala tek yumruğuz ve bir aradayız ve kararlıyız. Varsın attığınız mesajlar gerçek olsun varlığınız kâğıt üzerinde ki bir imzadan öteye gidemeyecek
Biliyoruz ki işletme işletme kuracağımız komiteler ile ulaşamadığımız hiçbir işçi kalmayacak işte o gün işçiler kazanacak.
Çoruh İşçi Meclisi
Yorumlar
Yorum Gönder